Ford, otomobil tutkunlarının sevdiği markalardan biridir. Özellikle motorsporları geçmişi ve başarıları tartışılmaz. En sıradan modeli bile yol tutuş kabiliyetiyle bilinir. Ateşli hatchback tabir edilen ve sınıfında en iyilerden kabul edilen birçok model üretmiştir. Türkiye’de de özellikle Castrol Ford Team Türkiye adlı yarış takımıyla birçok şampiyonluk kazanmıştır. Bu takım hem genç pilotların yetişmesine ön ayak olmuş hem de ülkemizi dünyada başarıyla temsil etmiştir.

Buraya kadar her şey çok güzel. Peki, neden Ford’a ne oldu diye soruyoruz? Çünkü Türkiye’de artık neredeyse ticari araç markası gibi algılanıyor. Bu da Ford markasını seven birçok kişiyi üzüyor. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, çalışanlar bir markayı rezil de edebiliyor, vezir de. Bir dönem Ford adına ter döken öyle bir ekip vardı ki, hem basınla araları çok iyiydi hem de ürettikleri projelerle Türkiye çapında ses getiriyorlardı. Şimdi ise tam tersi; bütün sesleri, solukları kesilmiş durumda. Tabii ekibin değişmesi bunda en büyük etken. Basınla hiç ilgilenmiyorlar. Aslında basınla ilgilenmesi gereken Ogilvy adına bir ajansları var ana onlar da işi sermiş durumda. Zaten çalışanlarına baktığınızda kapasiteleri belli, iyi niyetli bile olsalar işi götürmeleri olanaksız. Sadece basınla ilgili olmak satışları artırmaz, bunu ben de biliyorum ama ne kadar çok mecrada görünürseniz marka bilinirliğinizi o kadar artırırsınız. Şu anda öyle bir noktaya gelindi ki, yarış takımı Castrol Ford Team Türkiye, Ford’un kendisinden daha çok görünürlük sağlıyor. Bu iyi bir şey elbette ama bence ana markanın da artık bir şeyler yapma vakti geldi. Bir zamanlar Courierball gibi aktivitelerle hem insanların ayağına gidiliyor hem de markanın eğlenceli yönü gözler önüne seriliyordu. Şimdi bu tip projeler ya yapılmıyor ya da yapılsa bile ses getirmiyor. Basınla ilgilenmezseniz, ses getirmemesi çok doğal tabii ki. Tüm bu anlattıklarım satışlara da yansımış durumda.

Şimdi bazılarınız diyebilir ki, Ford şu anda toplam pazarda yüzde 8.23 pazar payıyla üçüncü durumda. Evet, haklısınız Haziran 2022’deki veri bu. Ford, geçtiğimiz ay 6640 araç satmış ve üçüncü durumda. Zaten ben de bundan bahsetmek istiyorum. Bu satışların çok büyük bir yüzdesi ticari araçlardan geliyor. Otomobil pazarında ise neredeyse yoklar. Yine Haziran 2022’de en çok satan ilk 15 otomobil markası arasında yoklar. 15’inci olan Audi 1439 adet sattığına göre Ford bu rakama bile ulaşamamış. Yani satışların çok büyük çoğunluğunun hafif ticari araçlardan oluştuğu tezimiz doğrulanıyor. Belki haziran ayında stok bulamamışlardır diye düşünebilirsiniz. Evet, son dönemde böyle durumlar olabiliyor ama Ocak-Haziran 2022 aralığında da ilk 15 marka arasında yoklar. 15’inci durumda olan BMW, yılın ilk altı ayında 6470 otomobil satmış ama Ford bu satış rakamına da ulaşamamış. Bu arada birinci durumda olan ve Ford’un ana rakiplerinden biri olması gereken Renault, aynı dönemde 43 bin 813 otomobil satmış. İkinci Fiat’ın satışı ise 41 bin 151 adet. Bu rakamlar Ford’un içinde bulunduğu durumu iyice gözler önüne seriyor. Yani Ford’a ne oldu diye sormakta haklıyız diye düşünüyorum. 43 binli satışlar nerede, 6 binin altındaki satışlar nerede? Şimdi başka bir veriye bakalım. Haziran 2022’de en çok satılan otomobil olan Fiat Egea Sedan 9486 müşteriyle buluşmuş. Bu listede 40’ıncı durumda Volvo XC60 bulunuyor ve 353 adet satılmış. İşin en garip noktası burada, Ford’un hiçbir modeli ilk 40 arasında yer almıyor. Yani en çok satılan Ford modeli bile Volvo XC60’ın altında kalmış. Aynı incelememizi Ocak-Haziran 2022 aralığına yaydığımızda da benzer bir sonuç görüyoruz. Bu dönemde birinci olan Fiat Egea Sedan, tam 28 bin 850 kişiyle buluşmuş. 40’ıncı durumda olan VW Tiguan ise yılın ilk altı ayında 1572 adet satılmış. Ford yine ilk 40’ta yok. Şaka mı bu diye defalarca kontrol ettim ama bir Ford modeli bulamadım.

Ocak-Haziran ayları arasında 278 bin 282 otomobil satılırken, ilk 40 model arasında hiç Ford olmaması garip değil mi? Bir dönem yollarımız Fiesta ve Focus doluydu. Hâlâ da o dönemde satılan Ford modellerini sokaklarda bolca görüyoruz. Özellikle altıncı nesil Fiesta’nın çok satıldığını hepimiz iyi biliyoruz. Yine ilk üç nesil Focus da Türkiye’de çok fazla satılmıştı. Neredeyse bütün filoların demirbaşı Focus Sedan’dı. Diyebilirsiniz ki, o dönem artık geçti. Artık SUV zamanı… Evet haklısınız, o zaman SUV-crossover satışlarına da bakalım. Ocak-Haziran 2022 arasında en çok satılan SUV, 12 bin 957 adetle Dacia Duster. Neyse ki bu listede Ford var. Ecosport, 1476 adetle 21’inci sırada yer alıyor. Ford Kuga ise 24’üncü sırada ve 1187 adet satılmış durumda. Yollarda nispeten daha fazla gördüğüm için Ford Puma’dan daha iyi bir performans bekliyordum ama 676 adetle kendine ancak 39’uncu sırada yer bulabilmiş. Tüm bu örnekler gösteriyor ki, Ford artık Türkiye’de otomobil satmaya uğraşmıyor. Kendilerini ticari araç markası olarak mı konumlandırmak istiyorlar bilemem. Beni de ilgilendirmez ama yukarıda da söylediğim gibi hızlı Ford’ları seven biri olarak bu durum beni üzüyor. Tabii ki son dönemde çip krizi gibi nedenlerle stok bulamıyor olabilirler ama diğer markalar bir şekilde bulmuş, onlar da bulmalıydı. Umarım 2023 ve sonrasında bu durumu düzeltmeye daha fazla uğraşırlar. Bunları neden yazıyorum? Aslında bana ne değil mi? Ford hem Türkiye ekonomisi hem de dünya için çok önemli bir marka. Bir kere Türkiye’de üretim tesisleri var ve şimdiye kadar gururumuz olacak birçok model ürettiler. Bu modelleri Türkiye’den dünyaya yolladılar. Hatta Ford Romanya’yı bile satın almış, orada da araç üretecek bir yapıdan bahsediyoruz. Kendi adıma böyle bir markanın ticari araç üreticisi gibi algılanması hiç hoşuma gitmiyor. Binek otomobil pazarında da vites büyütmelerini istiyorum. Bunları yazmamın nedeni tamamen bu. Umarım kulaklarına gider de basınla ilgilenmeleri gerektiğini hatırlarlar. Sizleri ne kadar ilgilendirir bilmiyorum ama Ford’un en son ne zaman bir basın test sürüşü organizasyonu, lansmanı yaptığını hatırlamıyorum bile. Tamam, pandemi dönemi diyebilirsiniz ama diğer markalar bir şekilde bu sorunun üstesinden geldi. Yakın zamanda makyajlı Fiesta ve Focus satışa çıkmasına rağmen bir lansman yapmadılar. Kendi adıma daha Kuga ve Puma’yı bile kullanma fırsatı bulamadım. Youtube kanalımız için güzel içerikler üretirdik ama bizi adam yerine koymuyorlar demek ki…

Mert YILMAZ

İlgili yazılar